Fantastik serüvenler arasında Melville'in Moby Dick romanı anlatı ve çağrışım zenginlikleri ile okurunu uzun bir yolculuğa davet eder. Görünüşte Kaptan Ahab bir kazada kendisini sakatlayan balinanın peşine düşmüş ve engin sularda Moby Dick'i aramaya koyulmuştur. Kaptan er veya geç Moby Dick'i ele geçireceğini düşünür. Okyanusun uçsuz bucaksızlığı onun gözünü korkutmaz çünkü hiçbir şey intikam arzusundan daha güçlü değildir. Melville insan ve gizem dolu hayvan dünyaları arasında kurduğu onca ilişkide esasen "kendi kendini zehirleyen" "anlam ve yargılama kabiliyetini bütünüyle yozlaştıran" hınç duygusuyla birlikte en kadim duygu ve düşünce haritalarına doğru yol alır.
Yazar Mehmet Aydın Melville'den hareketle edebî tahlillerin bir adım ötesine geçer. Yerküre ve denizküre arasında birçok efsaneyi süsleyen kutsal kitapların tasvir ettiği hayal dünyalarına konu olmuş felsefenin iz sürdüğü ve modernlerin daima bir anlam arayışında olduğu meseleleri ikilemleri ve çatışmaları bir roman etrafında çözümler. İnsanlar arasında görünen ve görünmeyen ilişkilere dikkat çeker. Her aşamada duygu birikimleri çoğalır. Yaşam öykülerine umut ve trajediler eklenir. Böylelikle kavramlar birbirini besler ve açar. Gelinen noktada ise insanın gücü ve güçsüzlüğü farklı araçlarla ve okumalarla deneyimlendiği gibi doğa çevre etik hayvanlar kapitalizm tüketim kültürü vb. konular Moby Dick'in perspektifinden devasa bir balinanın gözünden bambaşka bir boyuta taşınmış olur.