İnsanların hoyratça koparıp birkaç nefes kokladıktan sonra attıkları ayaklar altında ezilen çiçeklere baktı Yasemen. Kendine benzetti bu ezilen çiçekleri. Allah sevgisinden başka bütün sevgilerin böyle birkaç nefeslik birkaç yudumluk olduğunu düşündü. Bu mukaddes sevgi olmadan hayatın yaşamaya değmez olduğunu düşündü. Cıvıl cıvıl insan kalabalığında yapayalnız hissetti kendini... Dünya koca bir gurbet ve bu gurbette yalnızlık çekilir çile değildi. O sırada başlayan ezan sesleri ona yalnız olmadığını Allahın hiçbir müslümanı yalnız bırakmayacağını inananlara şah damarlarından daha yakın olduğunu hatırlattı. Bir cazibeye kapılmışcasına yerinden kalkıp camiye doğru yürüdü. Açlıktan morarmış dudaklarından şu kelimeler döküldü:
-Allah'ın sana teslim oluyorum. Bana sahip çık!