"Ben bir şeytanım dediğimde gülerdi
Şeytanlık yaptığımda ağlardı."
Kendini her zaman ikiyüzlü bir şeytan olarak tanımlayan Mahşer
alınacak bir intikam için her şeyi yapmaya hazırdı.
Duman'la beraber çıktıkları intikam yolculuğunun
hayalinde kurduğu gibi zaferle sonlanmasını istiyordu.
Fakat... Doğduğundan beri kalp hastası olan Duman
ona aşk duygusunu hatırlattığında ve Mahşer'i
intikamdan bile daha çok istediğinde...
İkisi de asıl kazanması gereken şeyin birbirleri olduğunu anladılar.
Duman'ın Mahşer'e her sabah aldığı o güller
dikenli aşklarının bir simgesine dönüşür.
Aşklarına bir yandan kan bir yandan kırmızı güller eşlik eder.
Ve dünya üç günlük bir cehennem bile olsa
Mahşer'le Duman dördüncü gün de
birbirlerini sevmenin yolunu her zaman bulur.
"Sen okul koridorlarında yere düşerdin benim dizlerim acırdı Mahşer..."
"Sokağın köşesindeki o ablaydı
sevdiğim kadına bir gül almamı söyleyen.
Ve yaptım bunu ama neden...
Daha romantik olmasını istediğimden değil
güllerin kırmızılığı hoşuma gittiğinden ve
Mahşer'e en çok kırmızı yakıştığından."