Bu çalışma sosyal tarihin ve tarihsel sosyolojinin özelliklerini önde gelen isimlerini aralarındaki ilişkiyi ve her ikisinin Türkiye'deki görünümlerini kavramayı amaçlamaktadır.
Sosyal tarihi anlamak için İbni Haldun'dan başlamak gerekir. Avrupa'da bu yeni tarih anlayışının benimsenmesinde Annales Okulunun kurucuları Fransız Marc Bloch ve Lucien Febvre'ninkatkıları çok değerlidir. Lucien Febvre'nin Türkiye'de Fuad Köprülü ile kurduğu iletişim Köprülü'nün Fransa'daki konferanslarının gördüğü ilgi konumuz açısından anlamlıdır. Fuad Köprülü ile başlayan Ömer Lutfi Barkan ve Halil İnalcık ile devam eden sosyal tarih anlayışı bu müstesna tarihçilerin eserlerine yansımıştır. Barkan'ın Annales Okulunun ikinci kuşak temsilcisi Fernand Braudel ile kurduğu iletişim ve eserine Osmanlı arşivlerine dayanarak katkıda bulunması da Türk sosyal tarihçiliği için övünç kaynağıdır.
Tarihsel sosyolojinin ne olduğunu yöntemini Avrupa ve Amerika'daki temsilcilerin fikirlerini ve çalışmalarını kavradıktan sonra Türkiye'de bir yansıması olup olmadığını tartışmak gerekir. Bu bağlamda Batıdakison dönem Tarihsel sosyolojinin öncü isimlerinden Barrington Moore Charles Tilly Immanuel Wallerstein incelendikten sonra Türkiye'de siyaset bilimci Şerif Mardin sosyolog Çağlar Keyder ve iktisat tarihçisi Huricihan İslamoğlu'nun fikirleri ve eserleri değerlendirilmiştir.