Bir nisan bir eylül bir bahar bir hazan biz kepçe dünya kazan kepçeyi kapmış birileri karıştır babam karıştır dünya karışsın sen kazan!
Benim kazanmakla işim yok ben ilk eriği tatmanın kekremsi hazzını taşıyorum avurtlarımda.
Sarhoşum leylaklardan ötürü.
Yer gök gözüm burnum kulağım eflatun kalbim eflatun!
Gün geceye kavuşur bu zamanlarda vuslatın rengi eflatun!
Bir güzel kedi görmeye giderim her sabah aç kalmasın isterim ve üç kilometre taban teperim.
Dönüp bakmaz bile mamaya onun orucunu açtığı iftarlık benim ellerim.
Uzatır mavi gözlerini taşıyan 3 renkli başını ellerimin sıcaklığına.
Bir bakarım ellerim eflatun aşktan ötürü.
Kuşların sesi ağaçların nefesi hatta dağın başına geçirdiği fesi ve dahi toprağın elbisesi eflatun!
Aşkın rengi eflatun adı Nisan!
Peki bu eflatun barışın içinde savaşın rengi ne kardeş?
Doğanın rengi eflatun peki doğayı boğanın rengi ne?
Kedimin bile orucu nihayete erer her gün eflatun ellerimde o zaman açlığın rengi ne kardeş?
Doğrunun rengidir eflatun ya yalanın rengi? Kardeşlik lavanta sabunuyla yıkanır mis kokar huzur kokar barış kokar.
Ya geçmişi intikam sabunuyla kim köpürtür bilir misin?