Kırlara tefekküre çıktığı bir gün bir baba yengeçle onun yanında iki yavru yengeç görür. Baba ne yapıyorsa yavrular da onu tekrarlıyordu. Babaları gibi onlar da yan yan yürüyorlardı. Birden Salzmann'ın beyninde şimşekler çaktı: 'Çocuklar büyüklerinden gördükleri şeyleri tekrar ederek alışkanlık kazanıyorlar. Öyleyse eğitime çocuklardan başlamalıyım' dedi. Bu karar onun hayatında mühim bir dönüm noktası oldu. Tekrar baba ocağına dönüp inzivaya çekildi. Nasıl bir eğitim şekli uygulaması gerektiği üzerine uzun uzun düşündü. Klasik eğitim sistemlerini inceledi. Yunan Roma ve İslam eğitimcilerinin eserlerini okudu. İslam ahlakçılarının 'menkıbe ile öğretme' metodunu çok beğendi. Okurken devamlı notlar alıyordu. (kitaptan)