Tarih boyunca insan hakları hukuku egemen kamu gücü karşısında birey ve birey topluluklarının hak ve özgürlüklerini koruma mücadelesinden ibarettir. Öte yandan insan ilişkilerini düzenleyen diğer tüm hukuk dalları gibi insan hakları hukuku da insanlığın ve toplumların evrilişiyle koşut bir gelişim göstermiştir ve tüm hukuk dalları gibi politika ve ideolojiden bağımsız olamamıştır. İnsan hak ve özgürlükleri her ne kadar kuramsal olarak devlete öncelenirse de tarih boyunca en gelişkin toplumlarda bile egemen güç tarafından sık sık devlet ve kamu yararı gerekçesiyle kısıtlanmıştır. Bu kitapta insan hak ve özgürlüklerini devlete önceleyen ve acil durum veya olağanüstü hâlde devletin kendi yetki alanında insan haklarına olağan dışı hiçbir istisnayı kabul etmeyen ancak sonuçta istisnayı sürekli kılma riskini taşıyan liberal yaklaşımla realist yaklaşımın egemenin istisna durumunu belirleyen olduğunu iddia eden bir başka deyişle egemeni insan hak ve özgürlüklerini askıya alma gücüyle tanımlayan istisnanın egemenliği iddiası arasındaki çatışmaya karşı uluslararası insan hakları hukukunun egemenin hukuku üzerinde düzeltici etkisini yani egemenin istisnasını oluşturma çabası tartışılmaktadır. Bu bakımdan kitap bir yandan insan hakları hukukunun tarihsel ve felsefi temelleri tartışılmakta diğer yandan da insan haklarının uluslararasılaşması ile evrensel ve bölgesel insan hakları koruma mekanizmaları ile kamu gücünün olağan ve olağanüstü hâllerde temel hak ve özgürlükleri kısıtlama yetkisi ve usulleri irdelenmektedir.