Öyle bir varlıktır ki insan dışarıdan sadece bir vücuttan ibaret görünse de içinde bir dünya barındırır. Bu dünyanın içinde de her türlü renk mevcuttur. Tıpkı bir gökkuşağı misali...
İnsan doğumundan itibaren içindeki renkleri harekete geçirmeye başlar. Her gün her dakika bir renk uyanır ruhunda. Büyüdükçe o renk cümbüşü daha da çeşitlenir iç dünyasında. Bu isteyerek de yapılan bir durum olmayıp aslında bir yaratılış mucizesidir. Bu olağanüstü güzelliği fark edebilmek içinse insanın ruh dünyasını kısa bir an bile olsa gözden geçirmesi yeterlidir. Kendi iç dünyası türlü renkler sunar insana. Ona düşen ise bunu idrak edebilmektir.
Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Hayatın içinde türlü olaylar iyisiyle kötüsüyle başımıza gelir. Doğru olan bunlara geçici gözüyle bakmaktır. Bu şekilde yaparsak kendimizi bazı renklerle sınırlamamış oluruz. O zaman iç dünyamızdaki renk cümbüşünün kaynağı olan gökkuşağının renklerini kaybetmemiş oluruz.
İçimizdeki gökkuşağının hiçbir zaman renklerini yitirmemesi dileğiyle...