Otorite tarih boyunca mahiyeti gerekliliği ve sınırları tartışılan bir kavram olagelmiştir. Böylesine tartışmalı bir özellik taşıması otoritenin her daim gündemde kalabilmesine yardım etmiştir. Kavramın gündeme geldiği birincil alan ise siyaset olmuştur. Otorite kendisine eşlik eden iktidar kavramı ile birlikte siyasetin en temel meselelerinden birini oluşturmuştur ve oluşturmaya da devam etmektedir. Bununla birlikte otoriteyi yalnızca siyaset sahasına hapsetmemek gerektiğinin de altı ısrarla çizilmelidir. Çünkü o siyaset yanında dinden bilime sanattan felsefeye değin hemen her alanda karşımıza çıkmaktadır.
İslâm düşüncesi merkezli bir inceleme olan bu çalışma otorite kavramının izini siyaset ve felsefe-bilim sahalarında sürmeye gayret etmektedir. Çalışma birbirinden bağımsız fakat birbirini tamamlayıcı özellikteki bölümlerden oluşmaktadır. Her bir bölüm otoritenin İslâm siyaset ve felsefe-bilim tarihindeki değişik yansımalarını dönem yahut isim yahut da eser merkezli olarak soruşturmaktadır. Söz konusu soruşturmalarla otorite meselesi yeniden ve fakat üzerinde daha önce durulmamış farklı yönleriyle siz okuyucuların dikkatlerine sunulmaktadır. Böylelikle de eser İslâm düşünce tarihinde insana ve topluma ilişkin soruların peşinde koşanların yolunu bir miktar aydınlatmayı hedeflemektedir.