"Sodom yıkıldıktan sonraki ilk geceydi komşu; bir yalan uydurup yanına gelmiştim hani. Daha evini bilmiyordum. Gri bataklık ağacının gölgesinde bekliyordum seni. Tanıyormuş gibi sokağın başından el sallaman garibime gitmişti. Çünkü henüz ilk görüşmemizdi. Çocukluğumun sonuydu ve o samimiyet bana yabancıydı."
İlk kitabı Hammurabi'yle özel bir okur kitlesi yakalayan Ahmet Şimşek Midas ile cesaretini kaleminde toplayıp Kıbrıs sokaklarında sakıntısız bir gezintiye çıkarıyor okurunu.
Adalı olma hâlinin kitabın tamamına yayıldığı bu öykülerde kimi zaman devletin kimi zamansa toplumun çizdiği sınırlara takılan insanı aidiyet edinmeye çalışan komşusunu arkadaşlarını çocukluğunu ve modern insanlık dramı içinde kendisine tayin edilmiş trajikomik rolleri oynayan ötekini anlatıyor.
Ahmet Şimşek Midas'ta hayatın olağan akışındaki mizahı ustaca yakalıyor ve zihinlerde buruk bir gülümseme bırakıyor.