Ülkemizde neredeyse iş dünyasının her noktasında kendini gösteren markalaşma eylemleri emlak sektöründe de sürekli ivme kazanıyor. Sektördeki markalaşma eylemleriyle birlikte bu alanda faaliyet gösteren şirketler de kurumsal bir yapıya bürünmek zorunda kalıyor. İster etik ister işleyiş ister
yapısal olsun fark etmez firmalardaki tüm eksiler müşterilerin kurumsal kimlik ve markaya olan bakış açısını negatif bir perspektife yöneltiyor.
Dünyanın sosyoekonomik açıdan ileri seviyede olan ülkelerinin tamamında gayrimenkul piyasasının rotasını emlak firmaları çizmekte ve yine piyasa dengesini bu şirketler düzenlemektedir. Emlak sektörü Türkiye'de de ekonominin temel direklerinden biri konumundadır. Bu duruma karşın genel olarak 'emlakçılık' olarak tanımlanan sektörel faaliyetlerin ülkemizde yasal bir zemine oturtulamadığını ve doğru yönlendirilemediğini net bir şekilde görmekteyiz. Bu durum devletimiz açısından vergisel kayba yol açarken eğitim seviyesi yüksek bireylerin sektöre karşı olumsuz bir bakış açısı kazanmasına neden olmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların önüne geçmek adına 5 Haziran 2018'de hayata geçirilen 30442 sayılı yönetmeliğe göre emlak sektöründe bazı yasal düzenlemelere gidilmiştir. Söz konusu bu düzenlemelerle sektördeki kurumsal firmalar ve yetkili emlak danışmanlarının sistem içindeki öneminin daha da arttığı açık bir şekilde görülmektedir. Emlakçılık gelişmiş ülkelerdeki gibi saygın bir meslek dalı olma yolunda her gün aşama kaydetmektedir.