Tasavvuf ilminin tarihi seyrine bakıldığında bu ilmin mensupları olan sûfîler her dönem de her coğrafyada Allah'ın dilediği ve Hz. Peygamber'in yaşadığı Kur'ân hayatının gereğini yerine getirmek gayreti içerisinde olmuşlardır. Sûfîler kimlik ve kişiliklerini Allah'ın ilmiyle hemhâl olmakla oluşturmuşlardır. Onların yaşam gayelerinin son merhalesi de Allah'a vuslattır. Onlar vuslatı sadece ahiret hayatı için değil aslında dünya hayatında yaşamayı gaye edinen kişilerdir. Bu hakikati hayatlarında gerçekleştirmek için de seyr ü sülûk süreciyle kendilerini Allah'ın murat ettiği şekilde terbiye ederler. Onlar bu terbiye sürecinde Allah'ın dileklerini gerçekleştirmek için ağır bir mesuliyet yüklenirler. İşte bu çalışmamızda sûfilerin Hakk'ın rızasını kazanmak gayesiyle kişiliklerini nasıl inşa ettiklerini Allah'la hemhâl olmanın neticesinde nasıl bir ahlâka sahip olduklarını ele aldık. Sûfîlerin sahip oldukları ahlâkın kazandıkları kişiliğin nasıl gerçekleştiğini ilâhî ilim Hz. Peygamber'in Kur'ân ahlâkı ve muhakkik sûfilerin yaşadıkları ma'rifetullah hakikati ışığında açıklamaya gayret ettik. Neticede bu çalışmanın amacı tasavvufun kişilik ahlâk ve psikolojisini açık net ve anlaşılır bir dille okura ulaştırmaktır.