Çağımızda ekonomik faaliyetlerin temelini ve yönünü oluşturan dolayısıyla İslâm dünyasını da tesiri altında tutan şirketlerin dayandığı başlıca unsur: Emek ve Sermayedir. Sermaye ve emeğin en iyi şekilde; her iki tarafın menfaatine olacak adil bir düzeyde kanalize eden ülkeler sosyal yapı bakımından refah düzeyine eriştikleri gibi siyasal ve ekonomik bakımdan da her yönü ile istikrara kavuşmuşlardır. Şüphesiz hem bir "iman" ve hem de bir "hukuk kurumu" olan İslâm her şeyden önce Müslümanların maddi ve manevi saadetini ön planda tutmuş; bunun için de bir bakıma karşılıklı yardımlaşma ve karşılıklı kâr sağlama esaslarına dayalı şirket kurumuna önemli bir yer vermiştir. Hem emek sahibinin hem de sermaye sahibinin karşılıksız kazanca gitmemeleri ve birbirlerini kazanç bakımından istismar etmemeleri için belli ve kolay anlaşılır hukuki esaslar koymuştur.