Kaybolan Göstergeler "yolunu kaybetmiş güneşler" değil ceketinin astarı içinde güneşi kaybetmiş talihsizler gibidir. Neyi kaybettiğinin farkında olmayan müdekkik kişinin ona erişmesi mümkün değildir. "Göklerin ve yerin nûru" olmadan "zerrelerin ondan daha küçüklerin ve daha büyüklerin görülmesi" mümkün olmadığı gibi âyetleri ve işaretleri gösterdiklerinden mahrum bırakmak onları yokluğun izinden ibaret birer gösterene dönüştürmek ve ışıksız bırakmak göstergelerin işlevini yerine getirmesine engel olur. Bir zerrenin bile güneşinden kopartılarak izlenmesi zulümdür.
Hasan Akay göstergenin anlam değişimi ve dönüşümü sonrası yitirdikleri ve ona eklenenler üzerinde duruyor. Gösterge işaret'ken iz'e dönüşüyor ve artık sadece bir kalıntı olarak orada duruyor. Ayet olanın hikâyeye öyküye veya menkıbeye indirgenmesi sonucu onun işaret ettiğinin işaret edenin maksadının ve işaret edilendeki etkisinin yok olması demek olduğunu gözler önüne seriyor. Dilde yapılan bu çalışma bize edebî eserlerde karşımıza çıkan göstergelerin asıl anlamlarına yaklaşmamıza göstereni ve işareti anlamamıza yardımcı olacak. Göstergenin iz'e indirgenmesi altındaki felsefelerle ve amaçlarla da büyük bir yüzleşme/hesaplaşma Kaybolan Göstergeler'de