Ulus devlet yapılarıyla birlikte devletle kişi arasında oluşan hukuki aidiyetin adı olan "vatandaşlık" devletlerin belirlediği kurallar çerçevesinde elde edilmekte ve kaybedilmektedir. Vatandaşlık bir takım haklara sahip olmanın temel dayanağı iken hiçbir devletin vatandaşı olmamayı niteleyen vatansızlık ise kişinin devlet himayesinden yoksunluğunu ifade etmektedir. Bu durumda uluslararası sözleşmeler vatansız kişilerin hak talebinde bulunabilmesinin başlıca referans kaynağı haline gelmektedir. Sözleşmeler incelenmeye başlandığında bizi iki temel soru karşılar: Uluslararası sözleşmelerde yer alan haklardan vatansız kişiler ne oranda yararlanabilecektir; özellikle doğrudan vatansızlara atıfta bulunmayan düzenlemelerin kapsamı vatansız kişiler açısından nasıl anlaşılmalıdır? Vatansız kişilerin sayısının milyonlarla ifade edildiği öte yandan herkesin en az bir vatandaşlığının olmasıyla ilgili hedefe ulaşmada arzu edilen noktaya gelinemediği günümüzde elinizdeki eser yukarıdaki iki soruya cevap bulabilmek için çıkılan yolda ortaya çıkan ürünün sistematik yapı içinde kaleme alınmış halidir. Biliyoruz ki tüm bireylerin en az bir vatandaşlığının olduğu dünya vatansız kişiler kadar bir gün vatansız kalma endişesi duyanların da beklentisidir.