Neredeyse her gün bilimin kutsallığı ile ilgili haberler dinliyoruz. Bilime değer verilmeli! liyakat olmalı! gibi büyük sözler işitiyoruz. Ancak bilimin ve entelektüel bu zümrelerin patronları kimdir? Bu patronlar ne istiyorlar bilgiye bilime ve her şeyden önce akla nasıl şekil veriyorlar? Bunları hiç konuşmuyoruz. Tarihte bilim insanları neden saraylarda yaşamaya zorlanmış saraylarda yaşamak istemeyen bilim insanları neden katledilmiştir? Peygamberlerin akıl bilgi adalet ve inanç üzerinde yükselen bir bilincin ve onun da üzerinde yükselen bir hayatın inşa edilmesi için mücadele ettiklerini neden konuşmuyoruz? İslam dünyası neden bilgi üretememektedir? Neden meyve ağaçları değil de hep dikenler sulanmaktadır? İşte tüm bu sorunların tartışılması ve çözümlerinin bulunması yalnızca İslam coğrafyasının değil tüm insanlığın bilgiye tahakküm eden bilimsel (!) despotik güçlerden kurtuluşu için de gereklidir. Bu güçlerin toplumları kontrol etmek için geçmişten günümüze uyguladıkları taktiklerin ve stratejilerin neler olduğunu öğrenmek bize öğretilenlerden farklı bir tarihî ve felsefî bakış açısı kazanmak isteyenler! O halde kitabın kapağını çevirin ve okumaya başlayın.