Mora İsyanı başlangıçta Rumların devlet kademelerinden hızla tasfiye edilmelerine neden olsa da Osmanlı idaresindeki Rum varlığını tamamen sonlandırmamıştır. Zira zaman içinde lisan becerilerine ve diplomasideki deneyimlerine ihtiyaç duyulan bazı güvenilir Rum ailelerin devlet hizmetine geri dönüşlerine imkân sağlayan uygun koşullar oluşmuştur. Aralarında Aristarkilerin de bulunduğu ve çok sınırlı sayıda Rum ailesinin kendileri için aralanan kapıdan girme fırsatı bulduğu bu çok özel dönem araştırmacılar tarafından Yeni Fener Dönemi (Neo phanariot) olarak adlandırılmıştır. Böylece Fenerliler yalnızca kariyerleri ya da aileleri için yeni bir fırsat yakalamakla kalmamışlar aynı zamanda Rum toplumuna önderlik etmeleri için de ikinci bir şans elde etmişlerdir. Yeni Fenerliler isyan nedeniyle Rumların sabıkalı bir millet olarak algılandığı bir devirde sorumluluk üstlenecekler ve Osmanlı bürokrasisinde yeniden kökleşmeyi deneyeceklerdir. Diğer taraftan uluslaşma ve modernleşme çağında ideolojik kurguları ulusal benlikleri ve Osmanlılık kimlikleri arasında çelişen duygular ve çetin açmazlar içeren birçok durumla yüzleşmek zorunda kalacaklardır. Yeni Fener döneminin en öne çıkan ailelerinden biri olan Aristarkiler; valileri elçileri tercümanları logofetleri imparatorluğun kaderinin tayin edildiği kurul ve komisyonlarda ve Ayan Meclisi'nde görev yapmış üyeleri ile üç kuşak boyunca Osmanlı bürokrasisine hizmet etmişlerdir. Dolayısıyla Aristarkiler üzerinde yapılan inceleme ailenin tarihini ortaya çıkarmanın yanında imparatorluk bürokrasisinin girift ilişkilerle dolu son asrının gerçekten bütün yönleriyle aydınlatılması için de bir değer taşımaktadır.