Ama kurdun gelmesini hiç istemediğimden yine kendini kandırmaya çalışıyormuş: Kurt değildir inşallah değildir. Başka yer kalmadı da burasını mı buldu gelecek?.. Gözlerim iyi seçmiyor da ondan.. Çalıların gölgesini kurt sandım. Kurt yaklaşmış. Aralarında eşek adımı ile üç dört yüz adım kalmış. Eski kuşaktan eşek Aman Tanrım yoksa bu gelen kurt mu?. Hayır olamaz. Olmamalıdır. Ah.. Yok yok kurt değil... diye inlemeye başlamış. Kurtla aralarında elli adım kalınca o yine avunuyormuş: Şu karşımda gördüğüm yaratık kurt değildir inşallah... Canım ne diye kurt olsun... Belki devedir belki fildir belki de başka bişey de hiçbişeydir. Ben de her şeyi kurt görmeye başladım. Kurt sırıtarak yaklaşmış yaklaşmış. Aralarında ancak birkaç adım kalınca yaşlı eşek
-Biliyorum bu gelen kurt değil evet kurt değil ama ben şuradan azıcık uzaklaşsam kötü olmaz... demiş.