Bir çölde yitik bir kentte bir heykel. O ben olmalıydım Güz.
Gerçek beni ürkütüyor. İçim evet içim uykuda olan benin uyanamadığı gerçekliğine gariplenip şu gölge dünyada bir heykel gibi devriliyordu. Feriştahlar feriştah değil ifritti şu dünyada. Ağlıyordum ama göklere ağlıyordum adeta. Ruhum yükünü indirmiş kaf kuşu gibi ağıyor ağıyor ağıyordu dağına. Ama ne kadar uzak ne kadar yakın bilemiyorum. Uzak mıyız yakın mı Güz? Garip miyiz karip mi söylesene? Sen ben misin yoksa ben sen miyim? Neye kime aitiz? Kendimizden başkamız yok mu bizim? Bu kadar basit mi yaşamak?