Gazeteci ve yazar Berat Günçıkan ilk olarak 1993'te Cumhuriyet'te tefrika edilen bu biyografide doğduğu günden itibaren her yıkıma karşın hayatını tekrar inşa eden ve inatla var olan Marika'nın hayatını kayıt altına alıyor.
1920'lerin başında İmroz'u terk edip İskenderiye'ye gitmek zorunda kalan bir ailenin öksüz kızı olan Marika'nın önce İmroz ve İstanbul'un dikenli yollarında yürüyen akabinde Almanya'ya kadar uzanan adımları tekrar anayurduna varıyor.
Marika hizmetçilikten büfeciliğe hemşirelikten pansiyonculuğa ekmeğinin peşinde koşan bir Rum kadın olarak aşklarını kırgınlıklarını korkularını ve bitmeyen kavgalarını kendi anlatımıyla tarihe not düşüyor. MARİKA ...Yalnızlığım Kadarsın... 20. yüzyıl Türkiyesinin "büyük" siyasi ve toplumsal gelişmelerinin savurduğu "küçük" hayatların bir kesiti.
"Bir insandan beyninin sümenine attıklarını istemek belki acımasızlık. Biraz da haksızlık... Ama Marika herhangi bir kadın gibi kalmamalıydı... Yaşadıkları ve yaşattıklarının 'yalnızlığı kadar' bir anlamı olmalıydı..."