Kadın dövmenin aileye çocuklara topluma ve döven kişiye kazandırdıklarının ne kadar çokne kadar büyük ve ne kadar geniş boyutlarda olduğunu bütünüyle kimse tahmin edemez!
Kadına dayak atılmasından öyle kesimler ve kimseler yararlanır ki işin üzerine biraz ciddi olarak eğilenlerin buna şaşırmaması mümkün değil! Mesela kadının dövülmesi kadını erkekten nefret ettirmekle kalmaz evlendiğine de evleneceğine de hatta dünyaya geldiğine de pişman ettirir hayatına bile son verdirebilir.
Uyuşturucuya şiddet ortamında yetişen çocuklardan daha müsait kimse bulunamaz. Sigara hariç dünyada sadece uyuşturucu madde pazarının yılda 500 milyar dolar olmasına eşine dayak atan yuvasını dağıtan bir babanın katkısını kim inkar edebilir!
Dayak atan babasından nefret etmeden bir çocuğun bir gencin Tanrı'ya sitem etmesine hatta Tanrı'yı inkar etmesine imkan bulmak zordur. Dayağın olmadığı sevgi üzerine kurulan toplumlarda ateizm nasıl güç kazanır!
Hamdi Kalyoncu "Erkekten Kadına Yansıyan Şiddet"in hangi psişik mekanizmalarla ortaya çıktığını erkeğin neden dayak attığını kadının neden dayağa tahammül ettiğini inanç ve kültürlerde kadına dayak atmanın nasıl yer ettiğini ve dayağın sonuçlarını; şiddet uygulayan erkeğe şiddete maruz kalan kadınlara ve şiddet ortamında yetişen çocuklara dayağın yansımalarını hastalarından verdiği örneklerle açıklıyor.
Buyurun!