Sabahattin Ali'nin ikinci romanı olma özelliği taşıyan İçimizdeki Şeytan; milliyetçilik elitizm toplumsal cinsiyet gibi kavramların hayata yansımalarını nitelikli bir kurguyla açıklıyor. Karakterlerin vicdanıyla aklı arasında sıkıştığı bir anda "içimizdeki şeytan" ortaya çıkıyor. Ömer'in yaşanan bütün haksızlıklara kötülüklere izahı bu ifadede saklıdır. Ömer prototipi üzerinden irade zayıflığını kararsızlığı olumsuzluklara hayır diyememeyi yanlışlıklara direnememeyi okuruz: "En kuvvetli insanın bile bazen ne kadar zayıf anları istediğinin tam aksini yapmaya mecbur olduğu dakikaları bulunduğunu nasıl inkâr edebiliriz?"