Étienne-Louis Boullée'nin (1728-1799) çalışmaları 18. yüzyıl sonunda ideoloji alanında yaşanan büyük alt-üst oluşlar bağlamında yer alır. Locke ve Condillac'ın yazılarıyla Duyumcu felsefe tarafından biçimlendirilen Montesquieu Rousseau ve Voltaire tarafından olgunlaştırılan Boullée sanatın eğitici erdemler taşıdığına inanır. Boullée iki yönden "devrimci mimar" sayılabilir: Çağının mimarlığını eleştirir cüretkâr ve ilerici çözümler önerir ama bir yandan da Devrim'in talep ettiği toplumsal ilerlemeyi sağlayacak kurumları somutlaştırmak ister. L'Hôtel Alexandre (Paris) ve günümüzde Le Palais de l'Elysée olarak kullanılan L'Hôtel d'Evreux dışında hiçbir eseri günümüze ulaşmamıştır. "Mimarlık baştan aşağı icat edilmiş hayal mahsulü bir sanat mıdır yoksa temel ilkeleri doğaya mı dayanmaktadır?" "Binalarımı mükemmel simetri kadar güzel bir nizama da sahip olarak ama sanırım tekdüzelik gibi bir hataya da düşmeden tıpkı beklediğim gibi yerleştirebildimse bunu bulunduğum bu güzel konuma borçluyum."