İnsan bir labirenttir
En görkemli hikâyeler okuyucunun dışarıya kaçıp kurtulamadığı içinde kalıp çıkamadığı tüm dolambaçlı yolları izlemek zorunda kaldığı kaybolduğu halde yolun sonuna ulaştığına inandığı kazasız belasız hedefe ulaşmak üzere iken kaybolmuş olmaktan korktuğu hikâyelerdir.
Neden iki bin yıldır her yerde labirentlere rastlanıyor?
İşte bütün uygarlıkların bütün dinlerin bütün ritüellerin en iyi saklanan sırlarından biri... Bununla birlikte bu gizi çözecek olan kişi hayatın en temel yolculuklarının öncelikle de öte dünyaya yapılan yolculuğun anahtarlarından birini keşfedecek.
Bu kitapta bu gize ulaşabilmek için tıpkı bir labirentteki gibi geniş bir sahaya giriyor ve orada Minotauros'la internetle Chartres
Katedrali'yle Kabala'yla kaz oyunuyla Versailles Bahçeleri'yle Avustralya aborijinleriyle koreografiyle cazla futbolla birkaç düğümle psikanalizle dünya ekonomisi ve Venedik kanallarındaki görsel imgelerle ya da bilişimin yollarıyla karşılaşılıyoruz.
Jacques Attali her şeyin labirente dönüştüğü bir dünyada yaşayabilmekiçin gerekli olan eski öğretileri ve unutulmuş bilgileri gün ışığına çıkarıyor. Kendini kaybetmenin kendini bulmanın tek yolu olduğu bir dünyada...