Geleneksel "Âşık Edebiyat" içinde "Saz Şairleri" olarak gerek kendilerine özgü geliştirdikleri uslûp yönünden gerekse halkın duygularının tercümanı olmakla özel bir yere sahiptirler. Onların çoğunun yarı gezgin yarı mecnun serazat hayatlarıyla tabiata insana ve hadiselere karşı bakışlarında gösterdikleri sezgi gücü ve duruşları eski bir zamana ait bozkır kültürünün temsilcileri ve "Kam"ların ardılları olarak görmek mümkündür. Türklerin Anadoluyu yurt tutmasıyla taşınan bu geleneğin en önemli isimlerinden biri de Saz Şairi Ercişli Âşık Emrah'tır. Çoğu zaman Erzurumlu Emrah'la karıştırılıp şiirlerin pek çoğu "Emrah" mahlası kullanan başka şairlere maledilen Ercişli Emrah 16. yüzyılın sonlarıyla 17. yüzyılın başlarında yaşamış başta Türkiye ve Azerbaycan olmak üzere o havalide anlatılan Emrah ile Selvihan adlı hikâye onun hayat hikayesidir.
Doğu Anadolu bozkırlarından sesini yükselten aşkını destanlaştıran Ercişli Emrah'ın belki de en büyük şansızlığı Doğu Anadolu'nun uzak bir ilçesinde yaşamış olması kadar Erciş'in 1841 yılında yer değiştirmesi ve 1915'de Rus işgaline uğramasıdır. Tabii olarak bu iki olay esnasında kaybolup yakıldığı veya ilçeden göçenlerin başka yörelere götürdükleri tahmin edilen bu eserlerin değişik yörelerde derlenmesi de bunu göstermektedir. Ercişli Emrah'ın yaşadığı coğrafyanın bir çocuğu olarak Ercişli Emrah'ın yıllarca izini süren M. Fatih Bekirhan dinlediklerini duyduklarını not alarak bu büyük aşığı tanıtmaya çalışanların kervanına katılmıştır. Halk edebiyatımız için olduğu kadar böylesi bir halk aşığının yaşaması açısından da son derece önemli olan bu çalışmayı araştırmacıların ve okuyucuların takdirine sunuyoruz.