Son yıllarda genel anlamda kabul edilmiş inançlara karşıt bir kanıt sunulsa bile insanlar bunu görmekten ziyade hakikati görmezden gelmeye meyilli olmaya başladılar. Hakikat arayışı insanlık tarihi kadar eskidir; fakat ne oldu da post-truth fenomeni önemli bir kavram haline geldi? Çünkü post-truth arkasındaki süreçle birlikte bugün yaşadığımız dünyanın özyapısına işaret eder. Bu gösterimin sebebi günümüzde akılcılığın ve mantığın yerini duyguların ve birey tutumlarının almasıdır. Siyasal bağlamda da kavrama sıkı bir tutulum söz konusudur. Çünkü kapitalist ve medyatik düzen buna ihtiyaç duymuştur.
Ekonomik sosyal ve siyasal bağlamda etkisini her geçen gün arttıran post-truth fenomeni yeni medya ile etkin hale gelmiş gibi sunulmaktadır. Yeni medya ortamında haber kaynaklarının fazlalığı teyit sorunları kullanıcı türevli içeriklerin yoğunluğu gibi sorunlar yaşanması yalanların hakikatin önüne geçerek değer görmesine yol açmaktadır. Dolayısıyla post-truth kavramı yeni medya bağlamında önemli hale gelmiştir. Yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesi bu kavramın sorgulanmasında etkilidir; fakat hakikatin tarihi bağlamında bu fenomen bir süreç olarak değerlendirilmeli ve yeni medya ile ilişkisi derinlemesine incelenmelidir.
Yeni medya ortamıyla birlikte post-truth fenomeni elbette habercilik bağlamında da önem kazandı. Çünkü eş görüldüğü yalan/sahte haberin (fake news) işlerliğinde önemli bir etki yarattı. Bu kitapta da yapılması amaçlanan şey; post-truth fenomeni çerçevesinde hakikatin tarihine odaklanarak modernizmden postmodernizme geçiş sürecinde hakikatin değişen mahiyetini görünür kılmak ve böylece yeni medya bağlamında ve özellikleri etrafında yalan/sahte haber kavramına odaklanmaktır.