Sosyal bilimlerin öteden beri karşı karşıya kaldıkları doğa/kültür birey/toplum fail/yapı neden/sebep açıklama/anlama gibi çok tartışılan ikiliklerin kıskacında faillik sorunu ve failin eşkâli meselesi son yıllarda gündeme daha fazla geliyor. Bu eşkâli belirlemenin göründüğünden de güç bir iş olduğu ortaya çıktı. Peki sosyal bilimlerde fail dendiğinde kime ve neye bakmak gerekir? Bireye mi bakılmalıdır yoksa gruplara ve toplumlara mı? Failden sadece insanı mı anlamak gerekir? Hem kendi sosyalliğinin ürünü olup hem de o sosyalliği dönüştürme kapasitesine sahip olan insan faili nasıl kavramlaştıracağız? Dahası faillik sadece insanlara has bir kapasite midir hayvanlar fail olamazlar mı? Olabiliyorlarsa bunun sosyal bilimler için ne gibi sonuçları olur?
Sosyal bilimlerin en temel kavramlarıyla felsefi bir hesaplaşmanın ürünü olan bu kitap bu disiplinlerin değişmez unsuru hâline gelmiş olan 'fail'in eşkâlini belirlemeye çalışıyor. Max Weber'den Edmund Husserl'e Maurice Merleau-Ponty'den Roy Bhaskar'a ve Margaret Archer'a kadar uzanan bir çizgide sosyal bilimlerin en temel ikiliklerinden bazılarını irdeleyerek doğal dünyanın nedenleri ile insan dünyasının sebepleri arasındaki karmaşık ilişkiyi çözümlüyor bedenin insan dünyasının inşasında oynadığı rolü ve her türlü sosyal bilimin olanağı için neden vazgeçilmez bir unsur olduğunu gösteriyor. Bedenli bir fail olmanın doğa bilimleri ile sosyal bilimler arasında indirgeyici olmayan bir işbirliğini mümkün hâle getirdiğini ve failliğin hayvanlarla paylaştığımız bir özellik olduğunu ortaya koyuyor.