İnsanların bir arada yaşama ihtiyaçlarının sonucu olarak küçük yerleşme noktalarının zaman içinde gelişerek çok yönlü fonksiyonlarının bir arada ve iç içe sürdürüldüğü şehirler ve kasabalar insan hayatının huzuruna ve refahına zemin teşkil eden canlı merkezlerdir. Bu yüzden bir şehrin tarihî geçmişi gelişim devresi ve bugünkü durumu insanlık tarihinin mazisiyle paralellik arz eder. Bu mahiyetiyle medeniyetin maziden günümüze olan seyrinde bu şehir hayatının her safhasından izler bulmak mümkündür. İskenderun tarihi boyunca siyasi bir devlete başkent olmadığı için içinde vukua gelen hadiseler daha mahalli ve küçük ölçüdedir. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında stratejik öneminden dolayı büyük devletlerin siyasi kademelerinde sık sık gündeme gelmeye başlamıştır. Özellikle Birinci Cihan Savaşı'nın arifesinde bu önemiyle ilgili tartışmalar büyük yoğunluk kazanmıştır. Bugün ise dünya ve ülkemiz jeopolitiğinde yeri ve önemi tartışılmayacak derecede bir ehemmiyete sahiptir.