Aslında Demir bu ülkede en son tercih olarak polisliğe bakanlardandı lakin disiplinli aile yapısı ona bu meslekte başarıları ardı ardına getirmişti. Annesinin dindar kişiliğinden çocukluğundan beri bunalsa da asla ateist kişiliğini açıklayamamış babasının eksik halleriyle yaradılışa bir isyan haline bürünmüştü. Erkek doğan kadınlar misali o da müslüman doğmuş bir ateistti lakin içinde daima kendisini kovalayan ve psikologlara gitmesine neden olan diğer benliği hep arafta kalmasına neden olmuştu.
Üniversite yıllarında hayatının çektiği çileleri sineye çekmesine yetecek bir kadınla tanışması onu eksik ama mutlu insanlardan yapıyordu.
Başarılı olan bu polis memuru cinayet büroda bir sonra ki baş komiser adayıydı lakin o seri cinayetler gelene dek.
Gizli notlar ve direkt kendisine yöneltilmiş ipuçları.
Bunları zamanında çözebilecek ve katile ulaşabilecek miydi?
Kendisini bu denli sorgularken bu denli psikopat bir adamla empati kurabilecek ve ondan bir adım öne geçebilecek miydi?
İzmir'in güzel sokaklarının kanla bulandığı bu serüvende Demir ya tamamen kaybolacak ya da kendi benliğiyle özdeşleşip bu cinayetlere dur diyecekti.