Bazen gönül kapılarınızı açarsınız insanlara. Yüreğinizi okyanus kılarsınız. Hesapsız kitapsız... Karakışta kuş misali vurursunuz merhamet dilendiklerinizin cam fanusuna. Üşüyorum dersiniz. Çoğu zaman açılmaz cam pencereler. Bir gelincik düşer yere. Binlerce gelincik kanar yüreğinizde. Elinizde kalır tüm kır çiçekleri. Bir yürek yetim kalır. Açılmayan cam değil aslında gönül aynasıdır. Aynaya yansıyan umutsuzluk ve çaresizliktir.
Yitirdiğimiz "aşk estetiği"mizden ilhamla gönül iklimine gül devşiren ve insanı merkeze almasıyla dikkati çeken hikâyeler demeti...
Hayatın içinden seçtiği konuları sıcak samimi bir üslup ve dikkatli bir gözlemle kaleme alan yazar; bizi yüreğimizden yakalıyor ve bütün zorluklara rağmen özümüzü insan kalmaya davet ediyor.
On üç hikâyenin yer aldığı kitap yüreğimizde kaybettiğimiz güneşi uyandıran hikâyelerden oluşmaktadır.