Gibbon eğitimli kişiler için yazmıştır denilebilir; okuyucularının bu antik dilleri kolayca anladığını varsayarak dipnotlarının birçoğunda hiçbir ironi ya da özür dilemeye gerek duymadan Latince ve Yunanca orijinal kaynaklardan alıntı yapmıştır. Eserin yaklaşık altıda birini oluşturan dipnotlar Gibbon'un meşhur ironi iğneleme nükte ve müstehcen materyallerinin çoğunu içeren başlı başına kötü bir şöhrete sahiptir. Örneğin Gibbon metnin bir noktasında Proculus'un "Venüs'ün savaşlarındaki" enerjisini not eder ve dipnotta "Proculus'un cesareti hakkında çok şaşırtıcı bir örnek kaydedilmiştir. Yüz Sarmatyalı bakireyi kaçırmıştı. Hikâyenin geri kalanını kendi dilinde anlatmalıyız" dedikten sonra Gibbon tarihçi Vopiscus'un Latince metnini sunar.
Gibbon'u eleştirenler yok değildi; bunlar çok sayıdaydı ve eleştirileri şiddetliydi. Bunun başlıca nedeni Gibbon'un her ikisi de yeni ortaya çıkan Hristiyanlığın yükselişini ve imparatorluk üzerindeki etkisini ele alan meşhur 15. ve 16. bölümleriydi. Deizmin moda olduğu bir çağda deist olan Gibbon Hristiyanlığın imparatorluğun altını oymaya yardımcı olduğunu ileri sürmektedir. Gibbon üçüncü yüzyıldan beşinci yüzyıla kadar Hristiyanların dünyevi krallıktan ziyade manevi krallığı önemsediklerini ve cumhuriyet ile erken imparatorluğu kuran toplumsal erdeme olan bağlılıklarını çürüttüklerini öne sürmüştür. Daha sonra başkaları da Hristiyanlığın imparatorluğun ömrünü kısaltmak yerine uzattığını savunmuştur.
Asım Baltacıgil çevirisinin Burcu Okay tarafından gözden geçirilip eksikliklerin giderilmesiyle hazırlanan bu edisyonda tam metin dört cilt olarak yayınlanmıştır. Bu üçüncü ciltte otuz dokuz ila elli birinci bölümler yer almaktadır.