Tamamı hüzünden oluşan ve muazzam bir derinliği olan iç dünyamın aynı zamanda buna paralel olarak doğal bir karanlığı vardı. Bu karanlığı ancak ona yakıştırdığım sıfatlarla aydınlatabiliyordum. Size ilginç bir tasvir gibi gelse de "Saçlarından Sular İçmek" ile "Yangını Söndürmek Suların İşi" arasında bir bağlantı doğdu hiç farketmeden. Tıpkı "Mah Yüzlü" ile " Gözleri Gülen kadın" gibi...
Ancak onu betimlediğim onlarca isim arasından birinciliği; yeni bir hayat ve yeniden hayat bulduğum "ÖMRÜM"e verdim.
İki anlamı vardı ÖMRÜM'ün:
Birincisi; Acısı ve tatlısıyla gerçek yaşam süresi
İkincisi ise; Bana anlam katan ve derin bir anlamı olan çiçekler manzumesi...
Bu nedenledir ki: Sevdamın vücut bulmuş halidir ÖMRÜM...