"'Modern olmak' demek modernize etmek demektir takıntılı saplantılı bir şekilde modernize etmek; kimlik bütünlüğünü korumak bir yana sadece 'olmak' değil tamam olmaktan kaçarak hep tanımsız kalarak sonsuza dek 'oluş' içinde bulunmak. Bir yapının son kullanma tarihi geçip artık işe yaramaz ilan edildiğinde yerine yeni bir yapının konması bir sonraki gerekliliğe kadar işe yarayacak geçici bir çözümden başka bir şey değildir. Her zaman bir şeyin 'post-'u olmak modernitenin ayrılmaz bir parçasıdır. Zaman geçtikçe modernite de efsanevi Proteus gibi şekil değiştirir... Bir süre önce adına (yanlış bir şekilde) postmodernizm denilen ve benim daha yerinde bir ifadeyle 'akışkan modernite' demeyi tercih ettiğim olgu değişmeyen tek şeyin değişim kesin olan tek şeyin ise belirsizlik olduğunun gittikçe kesinleşen kanıtıdır. Yüz yıl önce 'modern olmak' demek mümkün olan 'en üst mükemmellik aşaması'na ulaşmaya çalışmak demekti şimdi ise sonu gelmeyen bir gelişme süreci ulaşılabilecek bir nihai amacın ve böyle bir isteğin olmaması demek."
Bauman Akışkan Modernite'de donanım odaklı "ağır" ve "katı" moderniteden yazılım tabanlı "hafif" ve "akışkan" moderniteye nasıl geçtiğimizi inceliyor. Bu geçişin insanlık durumunun tüm yönlerine derin bir değişiklik getirdiğini ortaya koyan Bauman müşterek insan yaşamına anlam katmaya yarayan beş temel kavramın özgürleşme bireysellik zaman/mekân emek ve cemaat birbirini izleyen cisimleşmelerinin ve anlam değişikliklerinin izini sürmekle kalmıyor aynı zamanda değişen sosyal ve politik yaşam koşullarının parlak bir analizini de sunuyor.