İş sözleşmelerinin birden fazla ülke ile irtibatlı hale gelmesi ile yabancı unsurlu iş sözleşmelerine ve işçilik alacaklarına özel olarak yoğunlaşma zorunluluğu doğmuştur. Bu husustaki en önemli düzenlemelerden biri olan yabancıların çalışma izni alması zorunluluğu Türk kamu düzenini ve milli ekonomiyi korumak için getirilmiştir. Ayrıca birçok meslekte de yabancılara istihdam sağlanmasının yolu kanunla kapatılmış ve bu meslekler sadece Türk vatandaşlarına özgülenmiştir. Çalışma izni ile Türkiye'de çalışmaya başlayan bir yabancının ücret alacağına hak kazanacağı kesin olmakla beraber diğer alacak ve tazminat kalemlerine hak kazanılması sözleşmenin süresi ve çalışma izninin süresi ile sözleşmenin haklı sebeple feshedilip feshedilmediğine göre değişebilmektedir. Çalışma izni almaksızın ülkemizde çalışmaya başlayan yabancıların ise hangi işçilik alacaklarına hak kazanacağı hem doktrinde hem de mahkeme kararlarında oldukça tartışmalıdır. Buna ek olarak çalışma izninin belirli bir süreyle sınırlı olarak verilmesi halinin belirli süreli iş sözleşmesi yapabilmek için objektif haklı neden oluşturup oluşturmayacağı da halen tartışılagelmektedir. Söz konusu durum ise işçinin hak kazanacağı alacak kalemlerinde değişikliklere yol açabilmektedir. Bu eser ile yabancı işçilerin hangi işçilik alacağına ne tür şartlar altında hak kazanabileceği belirtilmiş hak ettikleri alacakların tamamını elde edebilmesinin daha hakkaniyetli olduğu değerlendirilmiş ve mevzubahis tartışmalar yorumlanarak uygulamadaki eşitsizliklere çözümler aranmıştır.