Biraz da geçmiş/izdir aslında.
Geçmişimizle yaşarız hatırladıkça özler mutlu olur veya hüzünleniriz. Geçmişe gitmemizi sağlayan şey bazen bir koku bazen bir şarkı fotoğraf sohbet veya çekmecenin köşesinden çıkan bir eşya olur.
Bir iç çekişle başlarsın çoğu zaman kendi kendine o anları yaşamaya.
İşte ben de böylesi anları yaşarken yazmaya çalıştım. Ama yazarken aklıma üşüşen anılar arasında kaybolmaktan da kaçınamadım.
Hani mutfaktasındır buzdolabının kapısını açarsın ve boş boş bakarsın da neden açtığını hatırlamazsın ya
Hani bir odadan diğerine geçersin sonra diğerine ve boş elin dikkatini çeker de elindekini nereye koyduğun havada asılı bir soru işareti oluverir ya
Konuşmanın tam hararetli yerindeyken kapanır şalter ve sen karanlıkta kalırsın hatırlayamazsın ya o az evvel aklında olan ismi hani işte bu kitap da tam öyle bir şekilde hatırlandığı gibi yazıldı.
"Aklımda bir şey vardı benim sahi ne diyordum ben?" anlarının sayfalara dökülmüş hâli.