Ekonomik politik toplumsal ve çevresel-iklimsel sorunların giderek arttığı ve yoğunlaştığı dünyamızda gerçek bunalım bütün insanlık ailesinin yaşamakta olduğu ahlâki-manevi bunalımdır. Hayatımızın her veçhesine ahlâkı evrensel-ortak değer ve erdemleri nüfuz ettirmedikçe de bu bunalımın veya krizin sona ermesini beklemek boş bir hayaldir. Aslında tarihsel süreç içerisinde son peygamber Hz. Muhammed'e (s.a.a) kadar geçen her önemli dönemeçte ve ilgili dönemin değişen sosyo-ekonomik koşullarında bu sorunlarla mücadelenin nasıl yapılması gerektiğine dair bilgilerle çözüm süreçlerine önderlik yapacak adil liderler ve örnek olaylar bulunmaktadır. Hem peygamberlerin bireysel olarak yaptıkları mücadeleler hem de Hz. Muhammed'in yakın ailesi olan Ehl-i Beyt örneğinde görüldüğü üzere maddi ihtiyaçlarla manevi ihtiyaçlar arasında nasıl bir denge kurulması gerektiği konusu peygamber kıssaları ve prototip hayatlarda yer bulmaktadır.
Aşırı hırsın her türlüsünden tamah açgözlülük ve acımasız-yok edici rekabetten kurtulmanın krizleri aşmanın yol ve yöntemleri tarihin tozlu sayfalarında yer alan eğitici yaşam hikâyelerinde bulunmaktadır. Oysa insanlar Hz. Yusuf kıssasında olduğu gibi geçmişte kalan bu deneyimlerin duygusal trajik ve olağanüstü yönleriyle daha çok ilgilenmektedir. Bu nedenle Hz. Yusuf Arap Fars ve Türk edebiyatında yüzlerce mesneviye şiire ve romana konu edilmiştir. Oysa Hz. Yusuf özellikle Yahudilik Hristiyanlık ve İslam dininin ittifakla benimsediği tartışmadığı bir peygamber olması nedeniyle insanlık adına bunalım ve kriz koşullarında önderlik yapmak barış ve kardeşliği sağlamak ve özellikle gençlere örnek olmak için seçkin bir rol modeldir.