Bu çalışma fırak geleneği içinde hâkim Eş'arî ve kısmen de Mu'tezilî söylemin haricinde içerik üslûp ve tasnif açısından farklı müstakil ve özgün bir gelenek olan Hanefî-Mâtürîdî fırak geleneğinin günümüze ulaşan en eski örneğidir. Hanefî-Mâtürîdî fırak geleneği uzun bir müddet gün ışığına çıkarılmayı beklediğinden ötürü̈ ilim mahfillerindegerekli ilgiyi göremeden ve hakkında çok az bilgi sahibi olunan bir gelenek olarak kalmıştır. Bu nedenle bu geleneğin gün yüzüne çıkarılması ve hak ettiği değeri kazanabilmesi için Ebû Mutî' en-Nesefî'nin Kitâbü'r-Redd'inin titiz bir yeniden tahkiki ile Türkçe tercümesinin ilim dünyasına kazandırılması merkezi bir önem taşımaktadır.
Hanefî-Mâtürîdî fırak geleneğinin karakteristik özelliklerinden biri olarak "yetmiş üç fırka" rivayeti esas alınarak telif edilen eserde helâk olacak yetmiş iki fırkanın tasnifinde altı ana sapkın fırka ve bunlardan türeyen on iki alt fırka kaydedilir. Böylece sapkın fırkalar yetmiş iki olacak şekilde bir formül uygulanır ve kurtuluşa eren fırka ile birlikte bu sayı yetmiş üçe tamamlanır. Müellif eserinde bid'at fırkalarının iddialarını ve bu fırkaların hangi bid'atlere çağırdıklarını beyan eder. Ayrıca Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâat'in bid'atçilere karşı reddiyelerini kaydeder. Sapkın fırkaların öne çıkan bid'atlerini zikreder daha sonra bunları eleştirip reddeder.