Kahveden bir yudum aldı ve incindi bileklerinin duruşundan hırsla dolayıp parmaklarını alnına güvende hissetti yeniden ve alıştığını ayrışmaya:
"Aşk bir ilişkinin neresidir Mu?
Algılarının yuvarlanması duyarlığın yumuşaması kesinliğin keskinleşmesi bir anda mı olur yoksa yavaş yavaş mı?" kanın kıpırtısız
pıhtılaştığı geceyi itti: "kekeme bir kentin sokaklarında dolaşıyordu karanlık. Kalabalıktan korkup..." üşümüştü kendini henüz anlayan birini giyinip oturdu adam. "... koluma dokunmuştunuz. Yan yana yürüyoruz sanıyordum oysa siz sessizce gövdenize gömülüyordunuz. Sizi içimden atabileceğim zamanlardı ama acıyı boşluktan daha çok seviyordum."