Tarihte bütün büyük alimleri büyük yapan onların dilbilgisinde çağlarına göre fen bilgisinde ve özgür düşüncede zirve oluşlarıdır. Bugün İslam dünyasında büyük alimlerin çıkmaması bu üçünün bir şahısta bir araya gelmemesidir. Demek Özgür Düşünce geçmiş büyük zatlara hürmetsizlik olmadığı gibi ilme ve hakikate büyük saygıdır. O büyük zatların öğrencilerinden beklediği ve zamanın gerektirdiği bir başarıdır.
Şimdi zamanlarının zirveleri olan fakat zaman farkından dolayı birçok üniversite okumuş gençten dahi geri kalan üç büyük dâhiye değinelim. Aristo... 2350 sene önceden yazılımın mahiyetini ve bazı özelliklerini keşfetti; Mantık Fizik ve Metafizikte zirve oldu. Hatta ahlaktaki ifrat-tefrit ve orta yol ilkesinin de ilk kâşifi odur.
Ama dünyanın yuvarlak olduğunu bilmiyordu. Ay-altı kevn ü fesat (oluş ve bozuluş) alemidir geri kalan gökler ve yörüngeler tanrısal ve mükemmel akıllardır diyordu. (Müthiş bir hurafe!)
İbn Sina Mantıkta Felsefede ve Tıpta hiç kimsenin öğrenemeyeceği kadar zirve oldu yirmi cilt kitap yazdı. Ama Aristo'nun Form dediği o yazılım gerçeğini basit somut bir şekilden ibaret sandı; dünyanın yuvarlak olduğunu bilemedi... Ve hastalıktan ölünceye kadar kendini tedavi edemedi.
Bediüzzaman birçok ilimde özellikle siyasal ve sosyal hayatta ve özellikle Kur'an'ı anlamada soyut nedensellikler ve gerçeklerin tespitinde arınmanın onlarca yönteminde yedi bin anahtar kelime kavram ve cümleyi altı bin sayfalık Risalelerinde yazmıştır. Ben şahsen ona sonsuz minnettarım. Fakat bazen bilimleri esas almamasından bazen de kendi zamanında o bilimsel veriler bilinmediğinden birçok hata tespit ettim o Risalelerde...