Farklı boyutlarda yaşanan iç sıkıntıları ve karanlıkların içinde kitapların aydınlığına sığınmak insanın hüzünlendirici öykülerinin yeryüzünün bütün coğrafyalarında ve tarihin bütün zamanlarında aynı olduğunu gösteriyor. Hemcinslerimizle dünyanın her köşesinde aynı hikâyeleri yaşıyoruz. Görüntüler ve yöntemler farklı olsa da yaşananlar büyük ölçüde aynı...
Kabil ile Habil insanlığın başlangıcına kan bulaştırmanın öyküsü. Kardeşin kardeşe düşmanlığı değişmez bir yazgı gibi. Bu öykü ne yazık ki yer yüzünün her köşesinde her an tazelenmekte. Güç tutkusu kıskançlık aşksızlık sevgisizlik zehirli bir sarmaşık gibi büyümekte; kötüler ve kötülükler birbirini beslemekte...
Bu kitap Mevlana'nın Mesnevisi ve Erich Fromm'un çalışmalarından esinlenilerek oluşturuldu. Başka bazı okumalar da kitaba renk kattı.
Karanlıkları aydınlatan gönül mimarları insanlık tarihinde hep olmuştur. Bunların içinde Mevlana'nın güneşi bir başka... Yüzyıllar sonra yeryüzünün birçok coğrafyasında kalplere ışık olduğu gibi Erich Fromm gibi düşünürlere de esin kaynağı olan bir güneş Mevlana. Dünya zindanını beden zindanını insanlığın içinde debelendiği zindanları öyle güzel betimliyor ki Mevlana farkında olmadan bir iç yolculuğuna çıkıyor varlık evreni içinde kendinize yöneliyorsunuz.
Mevlana'nın Mesnevisi insanın ruhun canın ve dahi canların hikayelerinden oluşuyor. Et ve kemiğin değil özün; et ve kemikten sıyrılabilenin; et ve kemikten sıyrıldıktan sonra da "var olacak olan"ın yani ruhun yani "canların" hikâyesi. Özgürlüğe kavuşan "canlar." Dünyadan bedenden altın ve gümüşten kibir ve gururdan geçerek özgürlüğü yaşayabilenlerin hikâyesi. İnsanlığın büyük yıldızlarının yaşamlarından mesajlar. Bu kitaba ışığıyla esin kaynağı olan da Mevlana...
Diğer yandan Erich Fromm'un Sevme Sanatı ve Özgürlük Korkusu gibi kitapları modern insanın içinde bulunduğu açmazları karanlıkları sevgisizliği sadizmi ve mazoşizmi (kendine tapınma ve başkalarına tapınma) bilimsel bir yaklaşımla ortaya koyması bir anlamda Mevlana'nın anlattıklarının farklı bir yansıması. Hatta insanın onulmaz yalnızlığını anlatırken Mevlana'dan alıntılar yapması insanın sevgide gönülde canda buluşması gerektiğini anlatıyor.
Dilsiz olan aşk daha aydındır
Sözünle değil halinle anlat ona.
Nabzın kimin adıyla atarsa
Odur arzuladığın dünyada.
Bak bakalım nabzına
Kimi sayıklamakta?...