Bir suçlu gibi usulca kalktı Cengiz. Ağır ağır başını eğerek gitti mutfağa. O an salonda bir sessizlik... Herkesin gözü bir anda Cengiz'in üzerindeydi. Odadaki kadınların içi parçalanmıştı belki ama içlerinde en çok üzülen Zehra Kadın'dı. Olanların akabinde herkes birer birer kalkmış ev bir anda boşalmış ve evde yalnız mendebur kadınla Cengiz kalmıştı. Analığı hâlâ "Allah belanı versin!" diye söyleniyordu. O an Cengiz'in aklına ne geldiyse birden dışarı fırlamış; bir merdiven bulup çatıya yaslamıştı. Tam yukarı çıkıyordu ki kendini merakla izleyen üvey annesi:
- Ne yapıyorsun lan?
- Şey ana çatıya çıkıyorum.
- Ne halt yemeye çıkıyon eşşoğoleşşek seni?
- Allah'ın yanına gidiyom.
- Ne Allah'ı lan geri zekalı?
- Ama sen hep Allah derken çatıya bakıyon ya ben de ondan geldim buraya.
Birden kahkahalara boğuldu analığı bu sefer dövmedi Cengiz'i.