Sadie ile yakışıklı düşmanı
asansörde mahsur kaldıklarında rekabetlerini
ve aşklarını bir sonraki seviyeye taşıyacaklardı.
Mühendis olmak özellikle de tüm zorluklarına rağmen kadın bir mühendis olmak Sadie için bitmek bilmeyen mücadele anlamına geliyordu. Bununla birlikte kalbini paramparça eden adamla küçücük bir asansörde hem de saatlerce mahsur kaldığında bu savaştan sağ çıkabileceğinden emin değildi. Erik büyük hatası yüzünden istediği kadar özür dileyebilirdi; fakat genç kadın onu affetmemeye kararlıydı.
Sadie'nin en karmaşık batıl inançları bile böylesine garip bir kavuşmayı öngöremezdi. Erik üşüdüğü için ceketini çıkarıp ona uzatırken ve bakışları yumuşarken bile tam bir çelişkiydi. Böylece genç kadının aklında önemli bir soru şekillendi:
Taş kalpli düşmanı göründüğünden daha fazlası
olabilir miydi?