BİR DÜŞ İKİ HAYAT Bir kadın var düşümde adını bilmediğim. Bir kadın benim mi değil mi anlamadığım. Bir kadın var gülüşüne ömrümü soldurduğum. Bir kadın.. Ben bir kadın derim bin ah dökülür kalemimden sayfalara.. Ne kolay şimdilerde birilerine sevgiyle hitap edebilmek ona aşk diyebilmek ve çok çabuk aşk dediğinden vazgeçebilmek.. Oysa aşk dilden kolay düştüğü kadar kolay düşmez kalpten. Yar yara olur bazen ve ona rağmen yine de yaranın şifacısıdır yar. Can'da sevdi Manolya'sını lütfunda başı üstüneydi kahrı da fakat bu aşktan en çok kahır düştü Can'ın payına çok sevdi çok yaralandı.
Ayrılığın acısıyla yanıp kavrulan Can sevdasının en güzel hatıralarına tutup yaşamak için sebep ararken Manolya kokulu düşler kurdu hayalinde. Belki Can ve Manolya'nın aşkı yarım kaldı ama yaşadıkları o kısacık birliktelikleriyle bir ömre sığacak hikayeler yarattılar. Bir Düşte İki Hayat kurdular. Bazen yüzünüzde tatlı tebessümler bırakan bazense gözyaşlarınızın akmasına vesile olan sayfaları çevirdikçe aşkın aslında sadece dilden düşen üç harften ibaret olmadığını anlayacak onların sevdalarına ve aşklarına şahitlik edeceksiniz. Ayrılıklar da sevdaya dahil derler ya azizim işte öyle bir şey...
Bir Düş İki Hayat
Erkek adam sevmez demeyin erkekler de sever hem de öyle sever ki.. Ben de sevdim bir zamanlar kendimden biliyorum Bu duyguyu. Ayrılığın insana verdiği acıyı nasıl anlatayım ki size? Etinizden bir parça koparıyorlar sanki Her geçen gün işkence gibi geliyor. yaşamaktan soğuyorsunuz âmâ onu bir kere daha görebilmek umuduyla her gün yaşıyorsunuz ölemiyorsunuz da.. Hayaller kurduğunuz kişinin bir başkasıyla uyuyor olma ihtimal insanı boğuyor.. Erkekler de sever azizim...