Kâsımî insanları aydınlatmak gibi mühim bir amaç doğrultusunda tefsirini kaleme almıştır. On üç yılda yazılmış olsa da hazırlık aşamalarıyla birlikte düşünüldüğünde müellifin ömrünün yarısını bu tefsire adadığı anlaşılmaktadır. Kâsımî bu kapsamda yıllar boyunca Kur'ân'ı incelemeye yönelmiş kendisinden önce telif edilen tefsirlerin büyük bir bölümünü okumuş ve tetkik etmiştir. Sonra da bu uzun okuma ve inceleme çabasını somut hâle getirmek maksadıyla Mehâsinü't-Te'vîl'i yazmaya başlamıştır. Kâsımî tefsirinde bazen rivayet tefsirlerinin usulüne uygun bir yol izlemiş bazen dirayet müfessirleri gibi davranmış bazen de çeşitli tefsirlerden bol nakilde bulunarak derleme bir metin ortaya koymuştur.
Eserin birinci cildi tefsir usulüne ayrılmış olup usûlün ana konuları "kâide" başlığıyla verilmiş ayrıca "fasıl" ve "matlab" alt başlıkları altında incelenmiştir. İkinci ciltten başlayan tefsir metninde önce tefsir edilen sûrenin Mushaf'taki sıra numarası adı ve adlandırma sebebi açıklanmış Mekkî veya Medenî olduğu âyet sayısı belirtilmiş sûrelerin faziletine dair hadisler kaynaklarıyla birlikte zikredilmiştir. Âyetlerin tek tek veya gruplar halinde ele alındığı eserde önce âyetlerde geçen ve açıklanması gerekli görülen kelime veya kavramların dil yönü kısaca ele alınmış bazen Arapçadaki kullanılışlarına değinilmiş kısa örnekler verilmiş yer yer eski şiirlerden de yararlanılmıştır. Kâsımî özellikle dikkat çekmek istediği bilgileri "tenbîh" başlığıyla zikretmiş bazı yerlerde değişik ihtimal ve görüşleri serdederek tartışmıştır. "Tenbîh" başlığı altında dile getirdiği açıklamalarının da yine evvela kendi dönem ve coğrafyasının ihtiyaçlarını karşılamaya sadra şifa olmasını sağlamaya yönelik olduğu görülür. Döneminin özellikle sosyo-kültürel durumunda ıslaha gitmek istediği; verdiği bilgilerden ve âyetlerden çıkarılan hükümlerin kendileriyle ilgili olanları üzerinde daha çok durmasından anlaşılmaktadır.