Bu şikayetname ne FUZULİ'nin Mustafa Çelebi'ye 1530'larda yazmış olduğu bir mektup ne de Osmanlı Dönemi'nde 9 akçe yüzünden yazılan bir dilekçe. Hele hele devlete yazılan bir şikayet mektubu hiç değil! Çünkü yazılacak başvurulacak devlet var mı ki devletin şiyayet kutusuna şikayet atalım!.. Benim şikayetimin gideceği adres; kanları daha yerde kurumamış katilleri bulunamamaş Bahriye Üçok Çetin Emeç Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi gibi demokrasi Atatürkçü laiklik ve hak-hukuk savunucularının adresidir!.. Başlarını bir kaldırsalar bir görseler Türkiye'nin nereye getirildiğini ve nereye götürülmek istendiğini. Demokrasinin laikliğin hak ve hukukun Atatürkçülüğün ayaklar altına alındığını. Bilim ve düşünce adamlarımızın bir mafya elemanı kadar değerlerinin kalmadığını bir görseler... Ah bir görseler!.. Hemen kalemlerini her zamankinden daha fazla sivriltirlerdi!..
Susturulmuş bir basın güven içinde özgürce yaşamak isteyen toplumlar için susturucu takılmış silahtan daha korkutucudur.
Kalemleri daha bir sivrilterek baskıcıların üstlerine gitme zamanıdır şimdi!..