Bu çalışmayla altı kitaptan oluşan dil felsefesi serimizi tamamladık. Giriş kitabımız dışında dil felsefesi paradigmalarımız dil felsefesi tarihi gibidir; sürekliliğin ve değişimin birlikte göründükleri bir panoramaya benzer. Searle süreklilikteki değişimin ve değişimdeki sürekliliğin son temsilcilerindendir. O kariyerine Oxford'da söz edimleri teorisyeni olarak başladı; farklı analiz dönemlerinden sonra zihin felsefesinde karar kıldı. Onun arka plan ve yönelimlilik doktrinleri dil felsefesine önemli katkılarındandır. "İfade edilebilirlik ilkesi" ise Wittgensteincı "mistik sessizli"in en ciddi eleştirisidir. İlke şudur: Dili doğru kullanan demek istediği her şeyi söyleyebilir. Searle göre zihin nöronların akışından ibarettir. Bu tez felsefi problemleri çözmede bilimsel verileri kullanmanın son ve önemli örneklerindendir. Searle'ün sosyal yapıya ilişkin görüşleri de dikkate değer. Ona göre toplumun temeli lengüistik uylaşımdır; formülü de "X C'de Y olarak görülür." şeklindedir.