"Acılar zamana değil sonsuzluğa bırakıldığında geçiyordu ve bu sonsuz uçuruma atlayış ancak olgunlaşmış bir ruhun aşkıyla mümkündü. Karşısındakini hesapsızca terk ederken bile güzelliğini koruyan bir aşk beni adam edebilirdi. Böyle bir aşk veda busesini hidayete dönüştürebilir yeni bir başlangıç inşa edebilirdi gönlümde... Anlayacağın çatırdamalıydım kırılmalı darbeler yemeliydim kabuk tutmuş her yerim yeniden açılmalı beni benden çıkaracak gizli kapıyı ve o kapının ardında beni sarsacak olanı bulmalıydım. O beni ikiye ayıracak bana beni hatırlatacaktı..."
Hılfü'l-fudûl gerçekle kurmacanın birbirine karıştığı tuhaf bir âlemin hikâyesi... Burada göz işitiyor kulak okuyor dil görüyor insanın dimağı fırın olup burunda tütüyor. 7. yüzyılın başlarında çölde başlayan bu yerel hikâye günümüz İstanbul'una Kemal'le Sofya'nın aşkına değerek evrensele erişiyor ve tekrar çöle dönüyor. Bu çölde Hermes'in kitabı Platon'un mağarası Büyük İskender'in muamması Nur Dağı Zülfekâr Sufiler sanat din felsefe bilim mistik öğretiler ve aşk hikâyeleri incelikle dokunarak zamansız olan Erdemliler Cemiyeti Hılfü'l-fudûl'a hizmet ediyor.