Hz. Ömer döneminde Sâsânî İmparatorluğuna düzenlenen fetih hareketleri için askeri bir üs kurulan şehir Arap kabilelerinin yoğun bir şekilde göçüne sahne oldu. Zaman içerisinde garnizon özelliğini kaybeden şehrin sivil yerleşimlere açılmasıyla çeşitli yerlerden birçok halk Basra'ya yerleşti. Bu noktada yöneticiler şehrin kuruluşundan itibaren imar ve iskân çalışmalarını planlı bir şekilde yürüttüler. Bu çerçevede yerleşim yerleri şehrin kurucu unsuru olan Arap kabile esasına dayandırılarak oluşturuldu. Farklı coğrafyalardan gelen çeşitli kabile mensupları zamanla yerleştikleri şehirde yapılar bina ederek imar faaliyetlerine katkı sundu. Aynı zamanda kabilelerin taşıdığı kültür ve gelenekleri şehirde çok kültürlü bir yapının oluşmasına da neden oldu. Bu çeşitlilik; ticari ve ilmi ilişkiler ve ittifaklarla birlikte rekabet ve düşmanlıklara da sebep oldu. Kabilelerin kendi aralarındaki ilişki tarzları siyasi kültürel ve sosyal faaliyetleri yaşanan birçok siyasi ve sosyal olaya farklı açılardan yön verdi. Bununla beraber kabile mensubu sahâbe ve tabiin neslinin de faaliyetleri sayesinde şehirde bir ilim geleneği oluştu ve Basra zamanla İslam dünyasının en önemli ilim merkezlerinden biri haline geldi.