"Ağzı asfalt kokan boz bir yılanın kavlayan kabuğudur yol. Kıyısında kırık dökük tarlalar... Gerdekten arta kalan gelincikler... Kıvrıla kıvrıla getirir bütün tozunu. Gün doğusundan girer köye. Mezarlık yokuşunda dura-soluklana dinlenerek çıkar düze... Bu yokuşun adı Büyük Yokuş'tur. Yaşar anlamaz şu kırk elli adımlık yamaca neden büyük yokuş dendiğini de köylünün aklına küfreder. Oysa inen çoğu zaman bir eksik çıkar; çıkan çıkmadan evvel dua eder. Aşağısı mezarlıktır. Yükü ağırdır çıkması da inmesi de zordur bu yokuşu..."