...Sonra yüzüne bakıp "Sevdiğin var mı?" diye sordu.
"Var amca." dedi Mustafa "Adı Nazife."
"O zaman şu kutuyu da veriyorum ona hediye edersin!"
Açtığında içinden kalpli ve papatya şeklinde olan kokulu mumlar çıktı. Şimdiye kadar hiç kokulu mum görmemiş hatta duymamıştı bile. O kadar güzel kokuyorlardı ki odanın içi bu mumların kokusuyla dolmuştu. Ursula'nın elini sıkarken dağlarda bahar aylarında açan çiçek ve kekikler gibi koktuğunu düşünmüştü ya işte bu mumlar Ursula gibi kokuyordu.
Kokulu mumlar! Bunları yarın Nazife'ye vermeliydi. Onun nefesi de bedeni de mum kokmalıydı Ursula gibi.
Gece geç vakit evlerine geldiklerinde hâlâ mum kokularının etkisindeydi Mustafa. Uyudu uyandı mum kokusuyla kadınları birbirine bağdaştırmaya çalıştı.
Nefesleri ve bedenleri mum kokan kadınlar!...
Yaşamın farklı gerçeklerine kadın bakış açısıyla yaklaşıyor yazarımız Betül Erdoğan. Öykülerindeki hüzün ve acıların tüm insanlıktan uzak olması dileklerimizle sunuyoruz sizlere. İyi okumalar.